Heyula sona erdi…
Aday adaylarının koşturmacası bilmeceden bulmacaya dönüştü!
Hiçbir harfi çıkmayan kelimeyi Ak Parti Genel Merkezi yerine yerleştirdi.
İstanbul doğumlu bir milletvekilini Rize’den aday yaptı.
İş başa düştü.
Doğru oturacağım,eğri konuşacağım.
Yok bilmem x,y,z!
Yok üç H!
Yok üç VAV…
Bu bilinmez denklemleri biz üretmedik mi?
Akla izana sığmayanları aday adayı gösterip şans vermedik mi?
Şimdi önümüze konulan menüden fiyatlara bakalım.
İster bahçe katına, ister ara kata, ister yüksek girişli kata bakalım.
Başka seçeneğimiz yok çünkü.
Çatıdan avaz avaz bağıracak gücümüz yok.
Oraya tırmanmaya mecalimiz yok.
Akıl sır erdiremedik, olanlar oldu…
Yerin kulağı var derler ya!
Duydu Ankara, etmez inşallah bizi madara…
Bir tek kelime ile eğri oturup doğru konuşayım.
Sayın Hasan KARAL hak ettiği yerde.
Milletin vekili olmanın getirisi bu…
Doğru oturup eğri konuşmaya devam.
Hava limanı meselemiz ne olacak?
ÇED süreci uzun ince bir yol gibi virajdan viraja dolanıp duruyor.
Korkarım yayınlanmayan ÇED raporu bu virajlardan yuvarlanıp gidecek
Sayın Hasan KARAL garanti belgesini almış yolcu.
Rize’yi Türkiye birincisi yapma sevdası, hancı.
Rizelinin kulağı kirişte.
Söz istiyor söz.
Yoksa çıkaracak göz!…
Öyle ucundan, ötesinden berisinden değil, tam ortasından,göbeğinden bir söz istiyor söz!…
“Hava limanı şu tarihte ihale edilecek”
“Bakacağım” diyorsanız, Rizelide “yakacağım” diyor.
Yakacağım bu sefere gemileri, sözüm sözdür, geri dönmek yok.
“Rizemi Seviyorum,Hava limanını istiyorum”
Yoktur bunun berisi, gerisi, ilerisi.
İstanbul’dan Sevgi ve saygılarımla…