Ekmeği, aşı, sevgiyi, merhameti…
Hele bilgiyi paylaşmak bambaşkadır.
Yemeye içmeye, sevmeye benzemez.
Sürükler, derinleşirsiniz,engin olur çıkarsınız..
Saygı değer hocam meret internette paylaştığı yazsında YALAKLIK okulu açacağını söylemiş….
O kadar ileri gitmiş ki “yüksek lisans, doktora yapabileceksiniz” demiş
Demek ki, yer sorunu, hoca sorunu yok…
Çünkü, ilk aklıma gelen, acaba hangi mekanda, hangi hoca ile idi?
O sorunu halletmiş…
Hoca sorunu kolaydı aslında.
Etrafımızda ülkemizde yalakalığın daniskası var. Eskilerinde de var, yenilerinde de var…
Yılın en yalaka adamını, yılın en yalaka haberini seçmek için haber başlıklarını sayfaları ile birlikte resmediyorum.
Çünkü, “yalan dedi” der, keratalar.
Yalakalıklarını inkar ederler.
Neyse Halit KILIÇ hocanın yazısını irdelemeye devam edeyim.
Halit KILIÇ hocanın yalakalık okulunu bitirenler tam bir yalaka olacaklarmış.
Hoca garanti veriyor.
Üstelik ücretsiz…
Hah hayyyyy…Öleceğim gülmekten.
Çünkü Halit hoca diyor ki, “ zaten faturasını en ağır bir biçimde nasıl olsa ödeyeceksiniz”…
İşte zurnanın zırt dediği yer burası.
Yani, yalakalık yapan zaten cezasını çekecek. Halk vermese cezasını HALIK verecek mutlaka ve bütün bedeli canı pahasına da olsa ödeyecek yalakalık yapan…
Hocanın bir noktada yanlışı var.
Uluslar arası denkliği ne olacak?
Acaba dışarıda böyle bir okul var mı?
Eğer varsa, denklik belgesini de vermesi lazım.
Bizdeki kadar yalaka insan dünyada bulunmaz, ama varsa, vermesi lazım denklik belgesini..
Zannetmiyorum. Olamaz
Çünkü bu kuzi yalakalar, başını okşatan yalakalar, sırtını sıvazlatan yalakalar, yok yere, olmadık yere mikrofon uzatan, para için kalem oynatan yalakalar dünyanın başka hiçbir ülkesinde yoktur.
Hocanın ikinci yanlışı, bu kadar yalakanın olduğu yerde, okulunu açmaya kalkmasıdır.
Bence, yalama okulu açmalı hoca.
Çünkü, yalakalık yapa yapa cıvataları gevşemiş olanlara yalama okulu gereklidir…
Yalama okulu bir bakıma rehabilitedir aynı zamanda. Aslına döndürmedir.
Çünkü, yalakalıktan sonraki aşama yalamadır.
Sözüm, geçim sıkıntısı için, halkı doğru bilgilendirmek için çırpınan yürekli insanlara değildir.
Eve ekmek götürme telaşına asla sözüm yoktur.
Sözüm, topluma nifak tohumları eken, adilik yapmak için dün “köpek” değine bugün “öpek” diyen, namus deyip saldıran ama karı bulup kandıran, kemiren,beslenen, semiren, lağım farelerinedir…
Sözüm, yalakaları yalama haline getirip yağlayan,onlara yağdanlık eden yüzsüzleredir.
Sözüm, din diyanet deyip milletin gönlüne dümen kıran, halklar,özgürlükler, çevre mevre deyip yılanı tren yapıp binen marşandizleredir…
Başka,bambaşka bir şey diyeyim.
Yılanı tren yapan marşandizler duyuldu.
Yakındır, yaftaları boyunlarına asılacak.
Sevgi ve saygılarımla….