Kimin Himmeti Milleti İse,
O Kişi Tek Başına Bir Millettir.B.Z.
Bir zamanlar.
Hükümetlerin takla attığı bir zamanlar.
Bir esnafımızın dükkanında o zamanlar.
Yarın hangi hükümet hangi gerekçe ile,
Laiklik tartışması ile mi,
Darbe ile, hülle, hile ile mi,
Düşürüleceği belli olmayan o zamanlar…
Koyu sohbetler ederdik.
O zamanlar, kalabalık bir heyetle biri geldi.
“Ben,ben,ben” diye selamdan sonra anlatmaya başladı.
“Türküm,doğruyum,çalışkanım” dedi, vessalam.
Kimse tanımıyordu.
O nedenle de bir sessizlik oldu.
Fırsat bu ya;
“-Size bir soru soracağım.Cevabını verdiğiniz anda oyum sizin” dedim.
“Sorun” dedi, kendine güvenen bir tavırla.
“Bey efendi sizi biz mi aradık sorduk,
Kapınıza geldik, ille de bizi yönetin” dedik;
Sen, sen, sen,
Yoksaaa!..
Sen mi diyorsun ben, ben, ben!…
“Zor soru” dedi
Alışık değildi.
“Çok kolay” dedim.
“Cevabınız birinci şıksa,
Yani biz sizi bulduksa, oyum sizin.
İkinci şıksa,
Yani sen geldiysen, çabuk tuy buralardan.
Benden sana asla oy yok!”…
Sustu.
Kısa bir tür attı üzerimize.
Geldiği kalabalığı Ege vapuru gibi yardı,
Çekti gitti.
Fransız yazar diyor ki;
“Siz iyi yönetilmediğinizden mi şikayet ediyorsunuz?
Kolayı var!
Gidin, köşesine çekilmiş,
Namuslu,dürüst, bilgili,aydın insanları bulun,
Kolundan tutun,
Zorla siyasete sokun”…
Oldu mu şimdi?
Belki bir başka bahara…
Sevgi ve saygılarımla….