Harekete geçilmeli,

10-mustafa baris

Kısa bir süre öncesine kadar sigara benim hayatımda vazgeçilmez gibiydi. İlkokul 5.sınıfta özenti ile başlayan ve gizli saklı kuytu köşelerde, karayemiş ağacının dalında (ilk sigarayı orda içmiştim) devam eden bu birliktelik ortaokul ve lise de her ne kadar devam etmediyse de üniversite yıllarında tekrardan başlamıştı. Rize–Güneysu, Yeşilyurt köyünde başlayan bu birliktelikten çok şükür kurtuldum. Şöyle bir bakmak istedim dünya da ve memleketimde neler olmakta yaşanmakta bu hususta…

Dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelen sigara ve madde bağımlılığı her gün biraz daha artarken insanlığın geleceğini de tehdit etmeye başladı. Buna bağlı olarak da sahte “mutluluk dünyası” sunan madde bağımlılığı, bugün toplumların en önemli sorunu haline gelmiş bulunmakta.

EGM Türkiye raporunda;

Türkiye’de geçen yıl 5’i 15 yaş altı olmak üzere 325 kişi uyuşturucu madde kullanımına bağlı olarak hayatını kaybetmiş. Raporda, 60 bin uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtilirken, bunlardan 4 bin 720 kişi tedavi görmekteymiş. Türkiye genelinde bir yılda düzenlenen 83 bin uyuşturucu operasyonunda 130 bin kişi gözaltına alınmış.

Raporda, Türkiye genelinde uyuşturucu kullanma oranı;

15 ila 24 yaş arasında yüzde 2.9

25-44 yaş arasında yüzde 2.8

45-64 yaş arasında yüzde 2.3 olarak verilmekte.

Erkeklerde yaşam boyu uyuşturucu madde kullanımı oranı yüzde 3.5, kadınlarda ise bu oran yüzde 2.6 olduğu kaydedilmiş.

Uyuşturucu kullananların yüzde 2.6’sı eğitimsiz, yüzde 2.4’ü ilkokul mezunu, yüzde 3.2’si ortaokul mezunu, yüzde 2.6’sı lise mezunu ve yüzde 3.1’nin ise üniversite mezunu olduğu ifade edilmiş.

Eğitim seviyesi arttıkça kullanım oranlarının artması düşündürücü; maddeci salt felsefe yapısına dayalı eğitimler, insanları bencilliğe, şahsî çıkarcılığa, cismanî hazcılığa itmekte midir?  Bu nasıl açıklanabilir? Bilemiyorum.

Olaya yerel bazda yaklaşacak olursak, bölgemizde sosyo- ekonomik gelişmeler, bavul ticareti, Batum sınır kapısının açılması vb. yaşanmışlıklar; çok da üzerinde durulmayan ve toplumu derinden etkileyen madde bağımlılığını arttırıcı etkenlerden midir? İncelenip araştırılması gereken bir konu sanırım.

Bakın, bu konu da Rize için internet üzerinden yaptığım küçük bir çalışmayı paylaşayım. Unutmayın ki vatandaşımızın bu tip konularda konuşmama, paylaşmama olgusuna rağmen sonuçların bu denli çarpıcı ve hayli yüksek olması ürkütücüdür. Yaptığım yoklamada her 79 kişiden 43’ü sigara, 28’si alkol, 8’i uyuşturucu kullanmakta. Tabiiki her ikisini veyahut üçünüde kullananlarda mevcuttur. Daha da önemli olan kullanıcı sayılarından ziyade kullananların yaşı; 79 kişinin büyük bir çoğunluğu öğrenci olacak yaşta maalesef.

Bu sorunla mücadelede polisiye tedbirlerin çok iyi işlediğini söylemek mümkün değil. Bu işin uzmanları “madde kullanımı ve bağımlılığının sosyal bir olgu olduğunu belirterek, temel sebeplerinin ise ekonomik, sosyal ve kültürel problemlerden kaynaklandığını” belirtiyorlar.

 

Genç, körpe beyinler, bu uyuşturucu maddeleri tenha köşelerde, sokak aralarında ya da köprü altlarında (bizde de bundan çok var sahil yolunun merkez viyadüğü altı) koydukları bir poşet içerisinde soluyarak uyuşup sızıyorlar.

Gençlerdeki maneviyat boşluğu, inanç zaafı, aile içi bozuk ilişkilerden kaynaklanan güvensizlik duygusu, gelecek karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını bilememezlik, güvensizlik ve kaygılar gençleri strese, sıkıntıya ve yalnızlığa itiyor. Çevrelerinde alkol, kötü alışkanlıkları bulunan yaşça büyükler de olunca; özenme ve büyüdüğünü ispatlama çabalarıyla yalnızlık duygularını giderme dost ve çevre edinme istekleri de madde ve sigara bağımlısı olmalarını kolaylaştırmaktadır.

İnsan; doğumundan ölümüne kadar ilgi, sevgi ve şefkate muhtaçtır. İlgi, sevgi ve şefkatten mahrum olan gençler, ruhlarında hissettikleri yalnızlık ve boşluktan kurtulmak için genelde zararlı alışkanlıklara yönelirler. Burada ebeveyinlere ve okul öğretmenlerine çok iş düşmektedir. Öncelikle bilinçli anne, babalar yetiştirme adına onların çocuk nasıl yetiştirilir içerikli kurslara katılımları sağlanmalıdır. Hatta evlenmeye, çocuk yapmaya karara veren her çift önce eğitime tabi tutulmalıdır. Bu hususta belediyelere ve yerel yönetimlere çok iş düşmektedir. Belediye salt  “bize verilen yetkiye dayanarak sizleri karıkoca ilan ediyorum” söylem ve görevinden sıyrılıp gençlerimizi bu alışkanlıktan uzak tutacak gençlik merkezleri, spor aktiviteleri, festivaller, öğrenci kampları ve sevgi paylaşım merkezleri oluşturmak için harekete geçmelidir.

İnsanlar, özellikle de çocuklar ve gençler gördükleri şeyi taklit eder, öğrendiklerini de yaparlar. Bunun için insan her zaman iyi örneklere, olumlu mesajlara muhtaçtır.

Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın, zira zaten size benzeyeceklerdir.

Kendinizi terbiye edin yeter…”   *Ahmet Oflu –  Facebook paylaşım.

Aman, boşver, banane ya…söyleminden uzak, mutlu sağlıklı günler dilerim.

”Keyifli ve güvenli uçuşlar da RTE RİZE HAVALİMANI’ da görüşelim.

RTE Rize Havalimanı ve Rize Kent Konseyi gruplarına fikir ve desteklerinizi bekliyoruz.

Saygılarımla,

HABER BİLGİLERİ
Bu haber 05 Mayıs 2014, 18:55 tarihinde Köşe Yazarları, Yazar 16 kategorisinde yayınlandı.
OKUNMA
Bu Haber 228 Kez Okunmuş..
PAYLAŞ
facebook Twitter Frienfeed Twitter Google
ETİKETLER
YORUM YAZIN
Benzer Haberler
MbTasarıM
MUHLAMA KARADENİZ MUTFAĞI
Yazarlarımız
KARADENİZ VİRA FACEBOOK
Resim Galerisi
PUAN DURUMU