21.yüzyılın ilk çeyreğinde mağara devrindeyiz sanki…
İnsanın insanı boğazlaması bodoslama gidiyor…
Kan denizinde yüzüyor insanlık…
Veya belli coğrafyalarda, İslam coğrafyasında ölümler kan döndürüyor.
Kadına şiddet alabildiğine devam ediyor.
Gelenekmiş, görenekmiş, dinmiş imanmış…
İnsanlar insanlara, erkekler kadınlara, akla ziyan korkunç cinayetler
tezgahlıyorlar.
Dünya üzerinde hiçbir din, hele semavi din, bu alçaklığa cevaz vermiyor ama kara
cehalet can almaya, yüreğimizi kanatmaya devam ediyor.
Ülkemizde durum nedir?
Kadın cinayetlerinde göreceli bir artış var.
İstatistikler bunu işaret ediyor.
Her gün haberlerde korkunç kadın cinayetleri izlemekten yüreğimiz tarumar
oluyor.
Nerde yanlışımız var?
Ait olduğumuz coğrafya bize bunu mu dikte ediyor?
Ne zaman gelişmiş ülkelerin durumuna geleceğiz?
Bir çok yasa ile kadınlarımız korumaya çalışılırken bu toplumsal yara neden artarak kanamaya devam ediyor?
Bir kere insanın kendisine, insana saygısını öğreteceğiz, hayvandan ayrı bir mahluk olduğunu hatırlatacağız.
Akıl almaz cinayetlere akıl alır cezalar vereceğiz.
Bunun başka yolu yok…
Zalim bilecek ki, misli ile karşılık bulacağım…
O acıyı zalimlik anında yüreğine hissedecek ki mezalim uygulamasın…
Dünyanın en gelişmiş ülkesi idam uygulamasından 21. Yüz yılın ilk çeyreğinde de
vazgeçmemiş…
Bir bildikleri var kardeşim…
Eğer bizde insanca bir düzene yüreği ezilmeden, paramparça olmadan geçmek
istiyorsak kadına mezalim uygulayanlara bu ağır cezayı vermemiz lazım…
Önce hadim, sonra idam…
Yok, hemen idam…
Başka yolu yok çünkü…
Sevgi ve saygılarımla….