Kutlamalar, Putlamalar…
Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yaratılan havadan bahsedemedim.
İşlerim nedeniyle bu güne kaldı.
Dünyanın en büyük meydanları kutlamalara sahne olur.
Hele kurtuluş bayramı gibi en önemli günler buralarda kutlanır.
Kutlanır da o meydan o şehri felç eder mi?
O kutlamalarda terör boy gösterebilir mi?
Açıkçası bütün dünyayı bilmediğimden mukayese yapmam doğru değil.
Ankara’da Ulus meydanını, İstanbul’da taksimi, Rize’de Cumhuriyet meydanını bilirim.
Üç’üde bana göre müsait değil. Bu gün ki araç ve yaya trafiği bakımından asla uygun değil.
Çünkü hayal edilemeyen rakamlara ulaştık.
Çünkü en ufak etkinlikte şehir felç oluyor.
Demek ki bu yoğunlukta bir etkinliği kaldıracak şekilde düzenlenmemişler.
Demek ki örneğini verdikleri dünya başkentlerinde bize benzer bir durum yok.
Olsa zaten oradaki tıkır tıkıt işleyen düzen o gösterilerin herkesi rahatsız etmesine, bütün bir şehrin trafiğini felç etmesine müsaade etmezlerdi.
Ezbere diyorum ama fark edebildiğim gerçek budur.
Mesela Rize’de bütün ana arterlerin buluştuğu küçük bir meydan Atatürk heykelinin bulunduğu Cumhuriyet meydanı. Her türlü kutlama orada yapıldığından halkın çektiği sıkıntıyı gözlemleme fırsatım oldu.
Allah korusun bir yangın olsa, bir yaralı, acil hasta olsa maazallah ulaşamayacak görevliler.
Kutlamaları putlamalara çevirmeden, bir düzgün mantık çevresinden olaya bakmakta yarar var.
Yani bir cesaretli yönetici, ilin valisi, belediye başkanı veya il trafik komisyonu her neyse. Bu duruma bir el atmalıdır.
Yeni Hastanenin önünde, Vilayet binamızın önüne bir Atatürk heykeli daha diksek ve orada yapsak kutlamaları, şehir bu kadar felç olmasa olmaz mı?
Cumhuriyet meydanından Atatürk heykelini kaldıralım demedim ha. Aman yanlış anlamayın. Putlaştıranlarla uğraşamam…
Yeni bir heykel dikelim dedim.
Tarihi meydan diye tutturanlar ne kadar yanlışta ise yönetenlerde o kadar yanlışın içinde.
Ak Parti bu yaygarada sınıfta kaldı bana göre. Müsaade etmeliydi.
Çileyse çile, halkımız bir gün daha yaşamalı, yaşadıktan sonra öğrenmeliydik. Napalım ki geri kalmış toplumuz. Sağlıklı düşünme kanallarımız tıkalı. Diyalog kanallarımız tıkalı. Haklı olanı bile susturma kolaylığı doğu toplumlarına has bir durumdur.
Yığınlardan, gösterilerden, sloganlardan medet umuyoruz. İktidarın yanlışlarına alternatifler üretecek düşünce kanallarını çalıştırmayan muhalefet kolaya kaçıyor, yığınları araç olarak kullanıyor.
İktidar ise terör gerekçesi ile kutlama isteklerine engel olmaya çalışıyor.
Bu güne kadar hiçbir muhalefet iktidarın hiçbir eylemine doğru demedi. Hiçbir hükümet muhalefetin hiçbir doğrusuna evet demedi.
Onun için doğu toplumuyuz dedim
Oysa modern toplumlar sağlıklı düşünme kanallarını devreye sokarlar ve halkı hiçbir şekilde rahatsız etmeyen bir formül üzerinde uzlaşırlar.
Hükümetler yasaklara sığınmaz, muhalefet yığınların kontrolsüz hareketlerine bel bağlamaz.
Umarım önümüzdeki yıllarda bu açmazlara doğru yaklaşımlar sergileyen iktidar ve muhalefet hareketlerine tanıklık ederiz.
Sevgi ve saygılarımla…
1.11.2012 perşembe