Rektörlük…

10-mustafa baris

Evet, Sn Başbakanımızın ismini taşıdığı Üniversitemizde yaklaşmakta olan seçimlerde ne olacağı bilinmez. Fakat bilinen bir gerçek var ki profesör unvanını hak etmiş bilim adamına, akademisyene idari işler vermek onun sonu olur.

İdari işler derken kalem, kitap, bilgisayar alım işleri olsa bir nebze iyi, eğitim ile alakalı olduklarından geçerli olabilir. Düşünsenize Rektörler Çatı tadilat, boya-badana, mali işler, İnsan kaynakları gibi hiçte akademisyenlikleriyle ilintili olmayan konularla uğraşmak ve karar vermek zorundalar bu ülkede.

Hayali bir hoca düşünelim, yıllarını vermiş Fizik Mühendisi Prof. olmuş. Sonrasında da bir Üniversiteye Rektör…. Bakın şimdi bu rektörümüzün görevleri neymiş.

1. Üniversite kurullarına başkanlık etmek; yükseköğretim üst kuruluşlarının kararlarını uygulamak, üniversite kurullarının önerilerini inceleyerek karara bağlamak ve üniversiteye bağlı kuruluşlar arasında düzenli çalışmayı sağlamak,

2. Her eğitim-öğretim yılı sonunda ve gerektiğinde üniversitenin eğitim-öğretim bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri hakkında Üniversitelerarası Kurula bilgi vermek,

3. Üniversitenin yatırım programlarını, bütçesini ve kadro ihtiyaçlarını, bağlı birimlerinin ve üniversite yönetim kurulu ile senatosunun görüş ve önerilerini aldıktan sonra hazırlamak ve Yükseköğretim Kuruluna sunmak,

4. Gerekli gördüğü hallerde üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirmek veya bunlara yeni görevler vermek,

5. Üniversitenin birimleri ve her düzeydeki personeli üzerinde genel gözetim ve denetim görevini sürdürmek,

6. Kanun ve yönetmeliklerle kendisine verilen diğer görevleri yapmaktır.

Fakülte dekanlarını, yüksekokul ve enstitü müdürlerini onlar belirler. Senato ve yönetim kurulu üyelerinin tamamı, varlıklarını ona borçludurlar. Dekanlarının belirlediği bölüm başkanları aracılığıyla, en ücra köşelerde onların gözleri vardır. Nasıl bir devasa yetkidir ki bu, akademisyenlerin tüm özlük hakları, rektörün iki dudağı arasındadır. Tüm kriterleri yerine getirmiş olsa bile bir üst kadroya atanması gereken akademisyen, eğer rektöre biat etme konusunda bir kusur işlemişse, asla özlük hakkına kavuşamaz. Zira kurum içinde ilan edilecek tüm kadroların tek seçicisi rektördür ve bu konudaki şahsi tasarrufları nedeniyle yasal olarak denetlenemezler.

Yukarıda bahsi geçen Rektör hocamız fizik konularının dışında eğitim almamış, kendini ilgili konular da yetiştirmemiş, her gün akşam mesai sonrası evine giderken öğretmen evine uğrayıp bir iki oyun atıp eve gitmişse vay haline. Yıllarını akademik işlere veren hoca birden bire resmi kurum ve kurallar, alım-satım işleri, inşaatlar ve siyasilerle uğraşmak zorunda kalacaktır. Üniversite aynı zamanda koskoca bir işletme; adil, tarafsız vicdanıyla realitelere aykırı olmayacak şekilde, akademik ve bilimsel işlerle uğraşması gereken Rektör bu ağırlığın altında ezilecektir. Bu aynı zamanda akademisyen bilim adamı olgusunu ve güvenilirliğinin yok olmasına sebep olacaktır. Bazıları bu durumda yardım isteyeceklerdir. Kimlerden mi? Tatbikî Yardımcıları, dekanları, danışmanları ve Üniversitenin genel sekreterinden. Onlarda bilgili ve güvenilir iseler hadi yine yırttı. Diğer türlümü! Yazmaya gerek yok, Üniversitelerimizde yaşanmışlıkları hatırlamamız yeterli sanırım.

Bu çarpık çurpuk sözüm ona bilimsel yapılanma neticesinde, bu olumsuzlar salt bilimsel çalışma yaparak gelecek nesilleri yetiştirilmesinde meslek edinimin son noktasında ki eğitmenlerimiz olan koskoca akademisyenlerimiz ayrışma, kavga ve bilimsellikten uzaklaşma gibi onlara hiç mi hiç yakışmayacak olaylar içerisinde kalmaktalar.

Evet, üniversiteleri İnsan kaynakları bilen, az biraz muhasebe bilgisi olan profesyoneller işletmeciler yönetmeli, akademik konular hariç tutularak. Üniversite sistemine bilimsel ilmi bir yapılanma gerekmektedir. Üniversiteler bilimle sorunların çözüm yeri olması gerekirken, sıkıntı, sorun üreten mekanizmalar olarak anılmaktan kurtarılmalıdır.

Böylece yıllarını bilime vermiş değerli hocalarımızda bu işkenceden ve hiç mi hiç hak etmedikleri tutum ve davranışlardan uzak tutmuş oluruz.

Yaklaşan Rektörlük seçimleri, güzide üniversitemiz için hayırlara vesile olur inşallah.

” Keyifli ve güvenli uçuşlar da RTE RİZE HAVALİMANI’ da görüşelim.

RTE Rize Havalimanı, Elli Uç Rize, Rize Kent Konseyi gruplarına fikir ve desteklerini bekliyoruz.

HABER BİLGİLERİ
Bu haber 14 Mayıs 2014, 17:40 tarihinde Köşe Yazarları, Yazar 16 kategorisinde yayınlandı.
OKUNMA
Bu Haber 201 Kez Okunmuş..
PAYLAŞ
facebook Twitter Frienfeed Twitter Google
ETİKETLER
YORUM YAZIN
Benzer Haberler
MbTasarıM
MUHLAMA KARADENİZ MUTFAĞI
Yazarlarımız
KARADENİZ VİRA FACEBOOK
Resim Galerisi
PUAN DURUMU