Çaykur Rizespor dün akşam Kadıköy’de karşılaştığı Fenerbahçe karşısında ortaya koyduğu berbat ötesi kötü futbol ile haklı bir mağlubiyet aldı.
Bunu yazarken de ev sahibi Fenerbahçe takımı bence aldığı bu farklı galibiyetten dolayı sadece günü kurtardı. Dün akşam Fenerin karşısında Rizespor hariç diğer ligde yer alan 18 takımından biri olsa mutlaka puan alırdı diye düşünüyorum.
8 deplasman maçından sıfır çeken temsilcimiz şimdilik evinde aldığı 10 puan ile ligin dibinde yoğun bakım odasında gün sayıyor. Bundan sonra içerde 3 maçı var 1’de deplasman maçı. Özellikle art arda oynayacağımız Göztepe ve Malatyaspor maçlarında alınacak sonuçlar yeşil – mavili takımın ligde yol haritasını ve transfer politikasını belirleyecek olan maçlar.
Hamza hoca geldiği günden beri ilk kez bir deplasman maçında takımı bu kadar pısırık bir oyun ortaya koydu. Oysa geçen sezon Malatyaspor’un başında iken Hamza hocanın takımı Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3 – 0 gibi farklı bir skor ile mağlup etme başarısı göstermişti. Ligde diğer takımlara bakıyoruz içerde dışarda büyük takımlara karşı ölümüne mücadele ediyorlar, puan alıyorlar. Bizde dün akşam Fenerbahçe karşısında sahaya çıkan 11 erkenden elinde beyaz bayrak sallayarak “ teslim” olduk havası vardı. Bu futbol utanç verici ötesi. Yenilen gollerin çoğu defalarca bahsettiğim gibi çıkarken kaptırdığın basit toplardan geldi. Sahaya sürdüğün Finli bir santraforun var onu tutan Macar stoper Atilla maçta iki asist yaptı, gerisini siz düşünün. Boldrin efendi geçen hafta ufaktan kıpırdadı dün akşam Kadıköy Bağdat caddesinde lüks aracıyla sanki manita avına çıkmış görüntüsü altında sahada turladı, durdu, ara sıra duran toplarda korna çaldı. Orta sahada Sabo ve Dokovic üst düzey pas hatası ile saç baş yoldurdu, sol bek Cemali kapasitesi belli bir oyuncu ben ona suç bulmuyorum, senin elinde Hırvat milli sol beki üstüne para vererek gönderdiğinde zaten hatanın en büyüğünü yapmıştın. Stoperler Holmen ve Selim ikilisi haftalardır ayakta kalmaya çalışıyor ama kapasiteleri belli. Sahada bireysel olarak diğer oyuncuları yazmaya bile gerek yok ama oyuna sonradan giren oyunculara ne demeli? Özellikle oyuna taze kuvvet diye alınan Alper, Bolasie, Remy ve Alberk daha girerken vücut dilleri zaten her şeyi bize anlatıyor. Özellikle takımda en çok üst düzey maaş alan Bolasie ve Remy ikilisi var ki dillere destan!..
Gerçekten bu sezon canımızdan çok sevdiğimiz Rizespor’un Rizelilere yaşattığı hayal kırıklığı utanç verici bir durum. Hani bana gazetende de manşet at derseniz tek kelime ile şunu yazardım; BÖYLEMİ OLACAKTI !..
Yeni bir başkan, yeni bir yönetim, kesenin ağzı sonuna kadar açıldı ama gelinen noktada ACI TABLO YÜZLERE YANSIDI.
Kâğıt üzerinde yetenekli gözüken oyuncular var ama maddi koşullarla bence çok ama çok şımartılmışlar. Bu isimler sahada gezdiği zaman zaten kadroda yer alan diğer oyuncuların yetenek kapasiteli çok düşük ve böyle olunca da kazmanın sapı çıkıyor.
Şimdi insan gıpta ile bakıyor. Süper lige büyük bir borç sarmalı ile boğuşan Giresunspor bu kadrosu ile şimdilik 18 puan toplamış ve catır catır top oynuyorlar. Ama biz bırakın bu sezonu her sezon “düştük mü, düşüyor muyuz” hesabı yapmaktan insanlara gına geldi. Bu sezon yaşadıklarımız ise bağışıklık sistemimiz geçmişten güçlendiği için içerde kabuk bağlayan yarayı daha fazla acı vermiyor. Rizespor taraftarı her sezon ilk 5 beklemiyor, sadece rahat huzurlu, taş gibi bir takımımız olsun diyorlar. Yarayı daha fazla deşmeden sön sözlerimi yazayım.
Hamza hoca telden tutuyor. Göztepe maçı Rizespor adına cumartesi günü ya “öleceksiniz yada kazanacaksınız” maçı olacak. Öleceksiniz kelimesi elbette ki mecazı. Futbolcuların ölmesine gerek yok, zaten Rizespor taraftarı her sezon ölüm ölüp diriliyor!.. Bu durumu Rizesporlulara yaşatanlar devre arası transferi son şansınız. Tahir başkan gereğini yap ve son çıkan ışıkları lütfen söndürsün!
Selim DENİZLAP