Endaze Osmanlıda kullanılan bir ölçü birimi, Atatürk kaldırdı, yerine bugünkü ölçü birimini getirdi…

Sözü mü uzattı, öz mü kısalttı?

Tartışılır!..

Sözlerimizin havada kalışının baş sebebi özümüzden uzaklaşmış olduğumuzdandır…

Bu tartışılmaz.

Önce Öz…

Özden uzaklaşan söz başımıza iş açar…

Düşünmeden,tartmadan, ölçmeden, biçmeden konuşamaz, yazamazsınız.

Telafisi güçtür…

Özümüzde harmanlanan, yoğrulan söz hem kendimizi, hem de karşımızdaki insanı daha bir insan olmaya sevk eder…

Yani sözümüz havada kalmaz,incitmez,yerini bulur, insan yüreğine bir nakış edası ile kazınır…

Milliyet Blog binlerce insanın düşüncelerini özgürce paylaştığı bir platform.

Çok güzellikler yaşadım şahsım adına, çok güzel insanlar tanıdım uzak diyarlardan…

Duman işaretleri,beyaz asmalar( 1960′ yıllarda beyaz bez asma haberleşme aracı idi Karadenizde) yerini inetrnet dünyasının

ele avuca sığmaz çabukluğuna, maskelerine, coşkularına, hayal kırıklıklarına bıraktı…

Zaman zaman olduğumuzdan çok farkli kimliklerle de olsa, içimizde oluşan fırtınaların yansımalarını çok geniş kitlelere ulaştırabiliyor

duygu ve his dünyamızın ufuklarını alabildiğine genişletebiliyoruz..

Göz aşinalığı kazanıyoruz, yeni yeni insanlar tanıma,farklı düşüncelere farklı yorumlar getirebilme şansını yakalıyoruz.

Ama dedim ya önce öz, sonra söz…

Özün yerini doldurmayan söz, sözün tam karşılığı olmayan kesme, bölme, gülme işaretleri başımıza zaman zaman iş açıyor…

Farkında olmadan hedefini tahrip eden füzeler fırlatıyoruz!

Oysa insanın gül bahçelerine, güzelliklere ihtiyacı var.

Yazmaya sebep arama telaşı toslamamıza mesnet olmamalı.

Özümüzdeki gerçek kimliğimizi doğru bir şekilde yansıtan, güzelliklerimizi karşı tarafa hilafsız aktarmanın yolu sözü kalpte

yoğurmaktan geçiyor galiba…

Milliyet Blog’da endazesi belli, beni sevindiren insanlara selam olsun…

Sevgi ve saygılarımla…