HEPİMİZİN BİR HİKAYESİ VAR

Sadece insanın değil kainatın da bir hikayesi var. Cansız gördüğümüz her varlık, canlı olanların varlığına varlık katmakta. Hepsi bir özün farklı varyasyonlarla bir diğerine yansıması. Güzelle, çirkin aslında aynı öze sahip. Birinde baskın olan diğerinde gizli.

Panteistler, vahdet-i vücutçular gibi düşünmüyorum ancak ayrı ayrı yaratılsalar da kâinatta her yaratılmış olanın özelliklerinin aynı zamanda insanda mevcut olduğu aşikâr. Daha özeti; insan, kainatın tüm özelliklerini taşıyan bir varlık..

Hafsalamız neyi alıyorsa, neyi idrak ediyorsak bilelim ki insan o şeyle de yüklü.

Ve insan en üst ile en alt tabaka varlıklar arasında gel-giti olan bir varlık. Dante’nin “ilahi komedya”sındaki cennetle, cehennem tasvirindeki sahneleri iç dünyasında yaşayan bir canlı..

O nedenle her insanın hikayesinde hem doğadan, hem diğer insanlardan, hem en iyiden, hem en kötüden parçalar var.

Acılar, kederler, sevinçler, güzellikler, çirkinlikler, iyilikler, kötülükler, vs vs. ne varsa bunlar her birimizin içinde, özünde saklı.

Buna rağmen bizler sadece güzel gördüğümüze öykünürüz. Zira

varlıkların sadece güzel yanı albeniye sahiptir ve biz sadece onları görmeye odaklıyız.

Oysa, incelendiğinde her varlığın hoşumuza gitmeyecek nice yanları var. Onlara o gözle bakmadığımız için saklı olanı göremeyiz.

Ancak, güzel gördüğümüzün içindeki kötü şey arıza olarak ortaya çıktığında

o zaman o şeyin tümüyle güzel olmadığını, içinde acıtıcı yanlarının olduğunu öğreniriz.

Eğer bir insan örneğin sadece gülün güzelliğini bilir ve bu güzelliği ihtiyatsız elde etmeye çalışır, bu eksik bilgiyle o gülü koparmaya yeltenirse eline diken battığında tüm neşesi kaçar ve o gülün güzelliği gözünde bir anda kaybolur. Oysa çiçeğin gerçekliği budur.

Daha da ötesi; Doğada bazı güzel çiçekler vardır ki koparıncaya kadar güzel görüntülüdürler ancak kopardığınızda, hatta elinizi değdirdiğinizde etrafa pis koku verirler.

Varlığı tüm gerçekliği içinde görmez ve ona uygun davranmaz, sadece gözün gördüğü güzellikler peşinde koşarsanız elde ettiğiniz şey ne kadar güzelliklerle süslü olursa olsun hayatın bir evresinde bir kötü tabloyla karşılaşabilir, tahmin edilemez bir derecede elem, acı yaşayabilirsiniz.

Şükür, tevekkül ve sabırla bu süreçleri aşmak isteriz. Aslında tüm bunlar varlığın gerçekliğini görüp, bu gerçekliğe bütünüyle boyun eğmektir.

Ancak varlığın özelliklerine önceden vakıf olan ve olan şeylere bu gerçeklik bilgisi üzerinden yaklaşanların iç dünyaları dingin olabilir.

Zira, onlar dikensiz gülün sadece bir cennet çiçeği olduğu bilgisiyle, her yaşananın  öbür aleme ait bir bilanço oluşturduğuna inanırlar..

Hayatın içindeki en güzel şeyde dahi gizli olan acıyı görebildiğimizde acıdan kıvranmak bir yana, o acıdan tat alanlardan olabilmemiz bile mümkün..

“Acıyı bal eylemek” bu durumu ne de güzel anlatır…

Adnan ONAY

 

HABER BİLGİLERİ
Bu haber 05 Kasım 2020, 10:23 tarihinde Köşe Yazarları, Küçük Manşetler, Manşet, Yazar 2 kategorisinde yayınlandı.
OKUNMA
Bu Haber 321 Kez Okunmuş..
PAYLAŞ
facebook Twitter Frienfeed Twitter Google
ETİKETLER
YORUM YAZIN
Benzer Haberler
MbTasarıM
MUHLAMA KARADENİZ MUTFAĞI
Yazarlarımız
KARADENİZ VİRA FACEBOOK
Resim Galerisi
PUAN DURUMU